MİRAS TAKSİM SÖZLEŞMESİ
- Av. Selimhan Cinas

- 17 Eki
- 4 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 18 Eki

Miras Taksim Sözleşmesi Nedir?
Miras hukukunun en önemli meselelerinden birisi de miras taksimi sözleşmeleridir. Zira mirasçılar, kendi aralarında yapacakları paylaşma sözleşmeleri ile gelecekte ortaya çıkması muhtemel bir çok sorunları bertaraf etme yetkisine sahiptir. Miras paylaşımının varisler arasında çeşitli sebeplerden dolayı yapılamaması ileride mirasçıların talebi üzerine mahkemelerin müdahalesi sonucunu doğurmaktadır. Bu ise mirasçıların söz konusu mallardan yararlanma hakkından mahrum bırakmakta ve miras ortaklığınını geleceğini belirsizlik içerisine bırakmaktadır. Bu nedenle miras sözleşmeleri ile varislerin kendi aralarında anlaşarak süreci sona erdirmeleri ve miras sözleşmesinin gereklerine uygun bir sözleşme hazırlamanın önemi ortaya çıkmaktadır.
Külli Halefiyet Prensibi
Medeni kanun sistematiği içerisinde miras hukukunda külli halefiyet prensibi esastır. Buna göre mirasçılar, miras bırakanın vefat etmesi ile birlikte miras bırakanın hak ve borclarini külli olarak üzerlerine alırlar. Miras bırakanın vefat etmesiyle beraber miras açılmış ve miras ortaklığı da başlamış olur.
Miras Ortaklığı Nedir?
Miras ortaklığı, tüzel kişilikler şirketler gibi iradi bir ortaklık olmayıp; kanuni bir ortaklıktır. Bu nedenle taraflar, kendileri istemeseler dahi bu ortaklığın zorunlu bir parçasıdırlar.
Miras ortaklığı, zorunlu ve kanuni bir ortaklık olması nedeniyle mirasçıların paylaşım anına kadar, miras konusu mallar üzerinde kişisel bir mülkiyet hakları bulunmamaktadır. Bu nedenle miras yönetimi konusunda da alınacak tüm kararların, ortak bir şekilde alınması zorunludur.
Mülkiyet kuramı, mülkiyet sahibine mülkiyet üzerinde, kanuna ve ahlaka aykırı olmamak kaydıyla, sınırsız haklar vermektedir. Ancak miras ortaklığının doğası gereği, bu hakların kullanılması tarafların ortak karar almasına bağlı olması nedeniyle bu ortaklık arizi ve istisnai bir durumdur. Bu nedenle miras ortaklığının seri bir şekilde tasfiyesi gereklidir. Hızlıca tasfiye edilmeyen miras ortaklıkları, hem miras konusu mallardan umulan istifade imkanını kısıtlamakta hem de devam ettikçe içinden çıkılmaz hale gelen bir sorunlar yumağına dönüşmektedir.
Miras Söleşmesinin Kanuni Dayanağı Nedir?
Miras sözleşmesinin kanuni dayanağı TMK'nın 676. Maddesidir. Bu madde de:
"Mirasçılar arasında payların oluşturulması ve fiilen alınması veya aralarında yapacakları paylaşma sözleşmesi mirasçıları bağlar.
Paylaşma sözleşmesiyle mirasçılar, tereke mallarının tamamı veya bir kısmı üzerindeki elbirliği mülkiyetinin miras payları oranında paylı mülkiyete dönüştürülmesini de kabul edebilirler.
Paylaşma sözleşmesinin geçerliliği yazılı şekilde yapılmasına bağlıdır." denilmektedir.
Miras Taksim Sözleşmesi Niçin Yapılır?
Bu durumu ortadan kaldırmak için mirasçılar, mirasın açılmasından sonra kendi aralarında yapacakları bir sözleşmeyle bu sorunları ortadan kaldırabilme imkanına sahiptirler. Mirasçıların, kendi aralarında yapmış olduğu bu sözleşmeye miras taksim(paylaşma) sözleşmesi denir.
Miras Taksim Sözleşmesinin Geçerlilik Şartları Nedir?
Yazılılık Şartı
Bu sözleşmenin geçerli olabilmesi için bir takım şartları mevcuttur. Öncelikle miras taksim sözleşmelerinin yazılı bir şekilde yapılması şarttır. Bu nedenle mirasçıların, kendi aralarında sözlü olarak yapmış oldukları miras sözleşmelerinin hukuken bir geçerliliği mevcut değildir.
Noter Sözleşmelerinin Avantajı Nelerdir?
Yazılı şekil şartı, adi bir sözleşme şeklinde yapılabileceği gibi bu sözleşmenin noterde yapılması da mümkündür. Sözleşmenin noterde yapılması, sıhhat açısından ve ispat açısından kolaylıklar sağlamaktadır. Zira noterde atılan imzaların inkar edilmesi ve verilen beyanların geçersizliğin ileri sürülmesi mümkün değildir.
Sözleşmenin noterde yapılması halinde, sözleşmenin bir nüshası da noterde kalacağı için sözleşmenin muhafazası külfeti ortadan kalkmaktadır.
Noterde yapılan bir sözleşmede, “taraflardan her biri bu sözleşmeyi tapu siciline ibraz etmeye ve tescil talebinde bulunmaya yetkilidir” yönünde bir ifade bulunması halinde, sadece bir kişinin başvurusu ile dahi tapuların, miras sözleşmesi uyarınca tescili mümkün olmaktadır.
Sözleşmenin adi yazılı şekilde yapılması halindeyse, tarafların miras sözleşmesini ibraz ettikten sonra tescil için hep beraber ve aynı anda tapuda imza atması zorunlu hale gelmektedir.
Oybirliği Şartı
Miras sözleşmesinin geçerli olmasının ikinci şartı ise oy birliğidir. Mirasçılar, tüm tereke üzerinde müşterek mülkiyete sahip olmaları nedeniyle tenekenin paylaşılması konusunda da tüm paydaşların oybirliği şarttır. Bu nedenle mirasçılardan bir tanesinin dahi eksik olması halinde bu sözleşme geçerli olmayacaktır.
Pay ve Payda Oranlarının Eksiksiz ve Doğru Bir Şekilde Yazılması
Miras sözleşmesinin geçerli olmasının üçüncü şartı ise pay ve payda oranlarının doğru ve eksiksiz bir şekilde yazılmasıdır.
Miras taksim sözleşmelerinde, terekedeki her bir malın tek bir mirasçıya özgülenmesi arzulanan bir durumdur. Ancak taşınmazlar söz konusu olduğunda bu durum her zaman mümkün olamamaktadır. Zira miras taksim edilse de bir takım taşınmazların, mirasçıların bir grubununu paylı mülkiyetine bırakılması gibi durumlar ortaya çıkmaktadır.
Bir malın paylı olarak paylaşılması durumu ortaya çıktığında, miraçların hangi oranda paylaşacakları ve hangi oranda malik olacakları doğru bir şekilde yazılmalıdır. Pay ve payda oranlarının yanlış yazılması veya yanlış hesap edilmesi, miras taksim sözleşmesinin iptal edilmesine neden olabilecektir. Ayrıca, pay ve payda oranlarında hata yapılması da sözleşmenin tapuya tescil edilmesini zorlaştıracaktır.
Taksim Sözleşmesinin Tüm Terekeyi Kapsaması Zorunlu mudur?
Taksim sözleşmesi, miras konusu malların tamamı hakkında yapılabileceği gibi yalnızca terekedeki belirli mallar hakkında da yapılabilir.
Taksim Sözleşmesi Ve Tarla Vasıflı Taşınmazların Durumu
5403 sayılı Toprak Koruma Ve Arazi Kullanımı Kanunu gereğince tarla vasıflı taşınmazların, mirasçılar arasında taksim edilmesinde kanuni sınırlamalar getirilmiştir.
Bu kanun tarla vasıflı taşınmazları, ekonomik bütünlük yönünden sınırlandırmış olup; tarlanın ekonomik bütünlüğünü ortadan kaldıracak taksimler imkansız hale getirilmiştir.
Bu kanuna göre:
Mutlak tarım arazileri ve özel ürün arazileri 2 hektardan (20.000 metrekare-20 dönüm) daha küçük olamaz.
Dikili tarım arazileri (üzerinde ağaç, çalı ve bağların bulunduğu tarlalar) 0,5 hektardan (5000 metrekare-beş dönüm) daha küçük olamaz
Örtüaltı tarım arazileri (seralar) 0,3 hektardan (3000 metrekare-üç dönüm) daha küçük olamaz,
Marjinal tarım arazileri, 2 hektardan (20.000 metrekare-20 dönüm) daha küçük olamaz.
Taksim Sözleşmesi Ve Arsa Vasıflı Taşınmazların Durumu
Arsalar, imar kanunu uyarınca, üzerinde imar planı bulunduğu için bulunduğu yerin imar planı notlarına bakılarak ifraz edilebilir. Ancak arsa vasıflı taşınmazın, ifraz sınırlarının altında kalması halinde bölünmesi ve mirasçılardan bir kişinin mülkiyetine terk edilmesi mümkün olmayacaktır.
Taksim Sözleşmesi ve İzale-i Şüyu (Ortaklığın Giderilmesi) Davası İlişkisi
Sözleşmesi, sözleşme konusu mallarda müşterek mülkiyeti ve miras ortaklığını sona erdirdiği için bu sözleşme çerçevesinde mallar hakkında izaleişüyu davasının açılması mümkün değildir.
Miras sözleşmeleri, miras konusu mal ve malların üzerindeki elbirliği mülkiyetin giderilmesi sonucunu doğurduğu için sözleşme konusu olan taşınmazlar hakkında, izaleişüyu (ortaklığın giderilmesi) davası açmak mümkün olmayacaktır. Bu da miras konusu malın güvenliği açısından önem arz etmektedir.
Taksim Sözleşmesi ve Tapu İptal ve Tescil Davası İlişkisi
Miras sözleşmesinin, hukuki faydalarından bir tanesi ise: bu sözleşmelere dayanılarak, bu sözleşmenin mahkeme tarafından icrasının talep edilebilmesidir. Bu talep de mahkemelerde, tapu iptal tescil davaları açılması şeklinde ileri sürülebilecektir. Böyle bir sözleşmenin yokluğu veya sözleşmenin mirasçılardan bir tanesi tarafından imza edilmemesi halinde ise, mahkemeden tapu iptal tescil talebinde bulunmak mümkün olmayacaktır.






Yorumlar